Bir kaç hafta önce, işe giderken motor hararet yapmıştı, "termostatta sorun vardır belki, sadece gösterge hatalıdır" deyip pek üstüne gitmemiştim. Akşam Kirpi'de toplantıya gelirken yine hararet yapınca Andaç'la falan bakmıştık, suyu kalmamıştı.
İzmir dönüşü egsozun durumu ve benim durumum :)
Unutmadan egsozdan da bahsedeyim. Bir iki gün daha öyle kullandım motoru. Gürültü hoştu da eve geç geldiğimde utanıyordum aletin sesinden, hani komşular küfrediyordur falan diye.
CCC 2010 Festivali, Metin’in Düğünü, İzmir Gezim, 2 günde 1516 km – 6. Bölüm
Yol çok rahattı lakin demiştim ya egsozun sesi değişti diye, harbi değişmiş, yolda farkettim.
Gelirken müziği sesini pek açmıyordum motorun sesini duyabilmek için. Dönüşteyse müzik sesi sonda olduğu halde egsoz sesi gümbür gümbür geliyordu. Hele ışıkta falan beklerken hafif ara gaz verince, öf ki ne öf. Yine de durup kontrol etmedim, dedim ya, serde mallık var inceden.
CCC 2010 Festivali, Metin’in Düğünü, İzmir Gezim, 2 günde 1516 km – 5. Bölüm
Sabah kalkıp kahvaltımı yaptım, çayımı içip biraz daha hamak keyfi yaptım.
Tam hazırlanayım derken “büyük çekiliş birazdan” gibi bir anons yapıldı, dünki çekiliş yapılmadı sanıp beklemeye başladım, sonra yapılan anonsla uyandım, meğer motosikletler arası güzellik yarışması gibi bir şeymiş. Hevesimin kırılmasıyla birlikte toplanmak üzere çadırıma gittim. Aslında yarışmayı da beklesem olurmuş, o ana kadar görmediğim motosikletler de katılmış galiba yarışmaya.
CCC 2010 Festivali, Metin’in Düğünü, İzmir Gezim, 2 günde 1516 km – 4. Bölüm
İzmir’de, düğün yerini ararken tuhaf bir ses geldi, motordan bir şey düştü sandım. Üstümü başımı kontrol ettim, depo üstü çanta sabıkalı ya, ona falan baktım ama sağlam gibiydi her şey. Yalnız, motorun gürültüsü artmıştı bir anda. Herhalde egsozu deldim deyip devam ettim.
CCC 2010 Festivali, Metin’in Düğünü, İzmir Gezim, 2 günde 1516 km – 3. Bölüm (Revü :) )
Revü gösterisi güzel bir uluslararası sosyo-kültürel bir etkinlik oldu. Enduro festivallerini düzenleyenlere tavsiye ederim 😛
Buraları biraz yorumsuz geçsem olur herhalde 🙂
Açılış oryantalle:
CCC 2010 Festivali, Metin’in Düğünü, İzmir Gezim, 2 günde 1516 km – 2. Bölüm
Sabah kalktığımda saat 11’e geliyordu. Etrafımda onlarca çadır görmeyi planlayarak çıktım ama ortalık bomboştu
Hazırlanıp kayıt masasına gittim. Kimliğimi resepsiyondan alıp kaydımı yaptılar. 30 TL aldılar katılım ücreti olarak, iki gecelik kamp, iki tane de şapka için iyiydi diyebilirim. Yemekler falan otelin restoranından satın alınabiliyordu ayrıca içecekler için gün boyu açık barlar olacaktı, genel olarak rahat bir kamp olacak gibiydi yani. Verdikleri eşantiyonları falan çadıra götürdüm, baktım kahvaltı saati geçmiş, şöyle biraz uzanayım dedim. Ne zamandır motorun üzerine yatıp yatamayacağımı merak ediyordum. Hani yatmasına yatardım da dengesi nasıl olur, rahatı nasıl olur, onu bilemiyordum, bir denedim, güzel oldu. Hemen fotoğraf makinesini ayarlayıp öyle bir pozumu çektim.
CCC 2010 Festivali, Metin’in Düğünü, İzmir Gezim, 2 günde 1516 km – 1. Bölüm
Taa aylar öncesinden belliydi arkadaşın Haziran’da, İzmir’de düğün yapacağı, benim de bu düğüne motorla gideceğim belliydi ilk andan beri. Malum, geçen sene de pek düğün fırsatını kaçırmamış, bahaneyle Hatay’a, Zoguldak’a falan gitmiştim.
Sorgun Kampı Hatıratı – 5. Bölüm
Hava güzeldi, zorlu bir uyku olmadı, üşümeden, ikiye bir çişe kalkmadan rahat bir uyku çekebildim. Gerçi hiç kalkmadım değil, sabaha karşı bir uyandım, güneş yeni yeni doğuyordu.
Gece yatmadan önce Murat Abi, oranın sabahının çok güzel olduğunu, tam fotoğraflık olduğunu falan söylemişti, kalkmışken göle bir bakayım dedim ben de. Göl öyle sisli falan değildi, bir numarası yoktu o anda. Fotoğraflayamadım ama gölün başında, tek başına ayakta duran birisi vardı. Süleyman Abi imiş meğer, kurbağa sesleri delirtmiş, hadlerini bildirmek için gölün kenarına gelmiş. Bu arada, tek ses kurbağa sesleri değildi, horlama da vardı ama horlama da değildi dikkatimi çeken ses. Çok net ossurma sesleri geliyordu farklı farklı çadırlardan. Böyle, trombon senfonisi gibi, sağdan soldan zart, zort, ziriziri zirt falan diye. Yaptığım kamplarda yaşadığım en ilginç andı kesinlikle.
Sorgun Kampı Hatıratı – 4. Bölüm
Oooooyee beybiler, aradan 1 ay geçti ve ben devam ediyorum 🙂 Ne diyorduk, hah, balık tutmaya çalışıyordu millet
Orada oyalanırken baktık, bir jiple bir motor geliyor, Prometheus gelmiş Andaç’la beraber. Yalnız, fener’in şampiyonluk faciasından sonra mı olmuştur bilinmez, Onur’un yürüyüşü değişmiş biraz