Hem işler çoktu, hem de kalan yıllık izin hakkım sadece 3 gündü, onu da şimdiden harcamak istemiyordum, bu yüzden sadece bir haftasonu kaçamağı yapacaktım.
Yazar: Omer
3-4 Temmuz Karagöl Kampı – 2. Bölüm
Berber hayvanı, gelir gelmez hayvanlığını yaptı
Tam da taş varmış Derya Abi’nin arkasında, Allah’tan bir sakatlık çıkmadı. Berber de ufaktan bir masajla affettirdi kendini
3-4 Temmuz Karagöl Kampı – 1. Bölüm
İzmir dönüşü egsozun durumu ve benim durumum :)
İşe motorla gittiğim bir akşam, tam çıkacakken baktım, egsozda bir tuhaflık var gibi, eğildim, egsoz borusu, bağlandığı yerden ayrılmış resmen. Hemen Metin Usta’ya gittim. Ben motordan inmeden anladı sorunu, kaşlarını kaldırarak yaklaştı, egsoza baktı, sorunu gördü, hemen tamir ettiler sağolsunlar.
CCC 2010 Festivali, Metin’in Düğünü, İzmir Gezim, 2 günde 1516 km – 6. Bölüm
Gelirken müziği sesini pek açmıyordum motorun sesini duyabilmek için. Dönüşteyse müzik sesi sonda olduğu halde egsoz sesi gümbür gümbür geliyordu. Hele ışıkta falan beklerken hafif ara gaz verince, öf ki ne öf. Yine de durup kontrol etmedim, dedim ya, serde mallık var inceden.
CCC 2010 Festivali, Metin’in Düğünü, İzmir Gezim, 2 günde 1516 km – 5. Bölüm
Tam hazırlanayım derken “büyük çekiliş birazdan” gibi bir anons yapıldı, dünki çekiliş yapılmadı sanıp beklemeye başladım, sonra yapılan anonsla uyandım, meğer motosikletler arası güzellik yarışması gibi bir şeymiş. Hevesimin kırılmasıyla birlikte toplanmak üzere çadırıma gittim. Aslında yarışmayı da beklesem olurmuş, o ana kadar görmediğim motosikletler de katılmış galiba yarışmaya.
CCC 2010 Festivali, Metin’in Düğünü, İzmir Gezim, 2 günde 1516 km – 4. Bölüm
CCC 2010 Festivali, Metin’in Düğünü, İzmir Gezim, 2 günde 1516 km – 3. Bölüm (Revü :) )
Buraları biraz yorumsuz geçsem olur herhalde 🙂
Açılış oryantalle:
CCC 2010 Festivali, Metin’in Düğünü, İzmir Gezim, 2 günde 1516 km – 2. Bölüm
Hazırlanıp kayıt masasına gittim. Kimliğimi resepsiyondan alıp kaydımı yaptılar. 30 TL aldılar katılım ücreti olarak, iki gecelik kamp, iki tane de şapka için iyiydi diyebilirim. Yemekler falan otelin restoranından satın alınabiliyordu ayrıca içecekler için gün boyu açık barlar olacaktı, genel olarak rahat bir kamp olacak gibiydi yani. Verdikleri eşantiyonları falan çadıra götürdüm, baktım kahvaltı saati geçmiş, şöyle biraz uzanayım dedim. Ne zamandır motorun üzerine yatıp yatamayacağımı merak ediyordum. Hani yatmasına yatardım da dengesi nasıl olur, rahatı nasıl olur, onu bilemiyordum, bir denedim, güzel oldu. Hemen fotoğraf makinesini ayarlayıp öyle bir pozumu çektim.