Geçen sevimli Hakan Casper dürttü, siteye bakmış da bir şey görememiş. Hani o kadar Hollanda’ya yerleştim, bir şeyler anlatırım demiş, o deyince tekrar aklıma geldi site, bayadır baya enteresan şeyler yaşadım da enteresanlık da mı rutine bindi nedir, yazmak aklıma bile gelmedi. Dur dedim, siteye bir girişeyim de sonra düşünürüm yazıları.
Yazar: Omer
GomerciN’den asker anıları, yakında burada
Asker anısı olup da ufaktan günlük tutmuştum, onlar işte, çok bir şey beklemeyin
Bir de asıl güzel şeyleri bu kadar umumi ortamda anlatası gelmiyor insanın. En azından askerlik bitene kadar 🙂
Yemeği hak etmek
Ne zamandır Burger King’ten bir şeyler yemiyordum, bir kaç ay oldu herhalde, canım çekiyordu ne zamandır, bugüne kısmetmiş de ne kısmet…
Bir kaç kere yemeksepeti.com’dan bakmıştım, servisleri kapalı görünüyordu. Bazısında dükkanların çoğu kapalıydı zaten, hava muhalefetinden mütevellit. Bugün hava fena değildi ya gündüz, akşama yerim diye niyetlendim. Öğlen yemekte kerevizle salata yedim sadece ki o bile yeterliydi Steakhouse Burger’i hak etmeme. Akşam oldu, eve vardım, hava hala fena değildi. Oyundu moyundu oyalandım, sonra sipariş saati geldi.
Annemin torun pratigi
Biberonla kedi beslemek
Previously on GomerciN
Ne oldum dememeli, ne olacağım dememeli, ne oluyor homunayim demeli…
Sene 2001…
Babam: Araba ehliyetiyle beraber motor ehliyeti de alalım istersen
Ben: Motora binmem ben ya, ne bineceğim
25-26 Eylül, Mera Çayı (E5) Kampı – 2. Bölüm
Sabah bir kaç kere Hira'nın sesine uyandım, pek suskun bir kız olduğu için arada bir bir iki kelime söylese hissettiriyordu yani 😛
Pek kalkasım olmadığından geri yattım hep. En son çadırımın fermuarı açılırken uyandım, Nurcan gelmiş meğer. Kendi meşrebince saydırıyordu bana. Normalde, sabah gelmeyi planladığını biliyordum, en son haberleştiğimizde yaptığımız anlaşma sabah beni araması, benim de yola çıkıp onu kamp yerine getirmem şeklindeydi lakin gece müzik dinlerken telefonun şarjı epeyce azalmıştı. Ben de, saat 2 olduğu için aramak veya mesaj atmak yerine e-posta atayım dedim. Kamptakilerin telefonlarını falan da verdim ama evden çıkmadan bakmamış e-postalarına. Sinem Abla'yı falan aramış ama ulaşamamış, onun telefonda motordaki çantalardan birisindeymiş. En son Hakan'dan numarasını alıp Davut Abi'ye ulaşmış galiba. Bu arada, Kurtboğazı'ndan başlayarak her yeri aramış adım adım. Neticede gelebilmişti kamp yerine ama baya bir zorluk çekmiş yani. Buradan alacağımız ders ne? Benimle iletişim halindeyseniz e-postalarınıza da bakın
25-26 Eylül, Mera Çayı (E5) Kampı – 1. Bölüm
Gezi detaylarına başlamadan önce geziden önce gördüğüm bir rüyayı anlatayım, “ne alaka” demeyin, “hayrolsun” deyin, okuyun.
Rüyamda, kamp yapacağımız yere bakıyorum Google Earth’ten, detayları görmek için yakınlaştırıyorum, harebeler falan görüyorum. Davut Abi’nin daha önceki kamp yeri önerilerinden birisinin civarında kaya mezarları varmış galiba, o geliyor aklıma. “Şunlara bir bakayım” diyerek haritayı biraz daha yakınlaştırınca kendimi orada buluyorum. Yalnızca kaya mezarlar değil, dev sütunlar, büyük bir amfitiyatro, büyük heykeller falan da var. Hayran hayran seyrederken Roma askerleri gelmeye başlıyor, sonrasını net hatırlamıyorum.
Haftasonu Mersin kaçamağı ve bir yerime kaçan olaylar dizisi – 2. Bölüm
Cumartesi günü akrabaların geleceği tutmuş meğer biraderi askere uğurlamak için, o yüzden evden çıkamadım…
Değilse Silifke'ye inip orada, geçen sene de uğradım ustaya bir uğrayayım diyordum. Hem sorunu sorardım, hem de iki muhabbet ederiz deyü. Halamlar, yengemler falan geldi, oturduk akşama kadar. Akşam da birader, takıldıkları cafe'ye götürecekti beni. Tam çıkma planları yaparken aynı zamanda alt kat komşumuz olan kuzenler geldi. Onları da görmeden çıkmayayım dedim, biraz da onlarla oturayım derken gece 10 ettim saati.
Haftasonu Mersin kaçamağı ve bir yerime kaçan olaylar dizisi – 1. Bölüm
Birader Ağustos celbinde askere gidecekti, ben de epeydir adamakıllı bir gezi yapmak için bahane arıyordum, bunu bahane edip bir memlekete, Mersin'e gideyim dedim.
Hem işler çoktu, hem de kalan yıllık izin hakkım sadece 3 gündü, onu da şimdiden harcamak istemiyordum, bu yüzden sadece bir haftasonu kaçamağı yapacaktım.
3-4 Temmuz Karagöl Kampı – 2. Bölüm
Biz mayışmış yatarken doktor, Serdar ve berber geldi.
Berber hayvanı, gelir gelmez hayvanlığını yaptı
Tam da taş varmış Derya Abi'nin arkasında, Allah'tan bir sakatlık çıkmadı. Berber de ufaktan bir masajla affettirdi kendini