Önceki motor yazımı tamamlayamadan kaza yapmak kısmet oldu. Ciddi bir şey yok çok şükür. Yağmurluk yırtıldı sadece, o kötü oldu, yeni almıştım daha 🙂
Bu akşam, Ümitköy’den Eryaman’a dönerken Etimesgut üzerinden gideyim dedim. O yolu hiç sevmem aslında, otobüsle giderken bile korkarım, şeritleri belli olmayan, işaretsiz virajların falan olduğu karanlık bir yol. Hatta Anadolu Bulvarı veya çevre yolundan gitmeyi bile düşünüyordum yolu uzatmak pahasına. Aslında kestirme bir yol da var, Ümitköy’den Etimesgut’a direk bir geçiş var, oradan da sincana doğru. Şehir içi bir yol ama daha doğru düzgün bir yol en azından. Gel gör ki o yola nasıl çıkılacağını bilmediğimden girdim Etimesgut yoluna.
Neyse efendim, yoldan emin olmayınca yavaş gidiyordum (40-50 civarı), öyle olunca da yolun sağından gidiyordum millet geçsin diye. Neyse, Tam Etimesgut’a girmek üzereyken, son viraja varmadan bir çukura girdim birden. Çukur çok sorun olmuyordu normalde, şimdiye kadar hiç sarsılmadan kurtulmuştum öyle çukurlardan. Gel gör ki bu sefer bir tuhaf oldu motor, yalpalamaya başladı. Yavaşlamaya çalıştım, yavaşlayabildim ama dengeyi koruyamadım, sola yatırdım motoru. Şansıma tek araba vardı yolda, sonrası boştu. O araba da şöyle bir yavaşladı, ben hemen ayağa kalkınca devam etti durmadan.
Hemen Metin Usta’yı mı arasam dedim, hani, kaza yapınca ne olduğu belli olmazdır belki, sakata gelmeden motoru kamyonete yükleyip götürelim falan diye. Sonra dur dedim, bir deneyeyim. Sağını solunu kontrol ettim kabaca. Sol koruma demiri kapanmış, onu açtım (o koruma zaten defoluydu, ilk sahibi kamyona takmıştı herhalde, sağlamlaştırılması gerekiyordu yani). Bir de sol peg bükülmüş galiba biraz. Yalnız, tam kıvamına gelmiş 🙂 Önceden vites değiştirmek için ayağımı kaldırmam gerekirdi bazen, şimdi bilek hareketi ile vites değiştirebiliyorum : )).
Neyse, 1’e aldım, hareket etmeye çalıştım, etmedi. Bir daha zorladım, hareket etti ama baya bir yalpaladı. Teker patladı herhalde dedim. Ön tekere baktım bir şey yok, arkaya baktım, onda da yok gibi. İnip bakayım dedim bir de, indim , arka tekerin yanına gidince botum çamura gömüldü. Meğer düşüren çukur değil sonrasındaki derin gevşek çamurmuş. İte kaka çıktım oradan da, asfalta aldım tekerleri, sonra bastım geldim eve kadar.
Bu arada, kendimi kontrol etmek aklıma gelmemiş 🙂 acıyan falan bir yerim yok diye bakmamıştım hiç, Eryaman’a girdikten sonra KC Göksu’ya uğrayayım dedim, akşam yemeğine hazır bir şeyler alayım. Motoru parkettim, sol tarafıma bir baktım, abboo 🙂 yağmurluğun sol üst tarafı parçalanmış meğer. Altında kot vardı, ona baktım, bir şey yok. Elimle bastırdım falan, çok hafif bir acı hissettim ama olur o kadar da, yani bisikletle giderken bile düşseniz olur o kadar sonuçta. Neyse, bu halde girmeyeyim dedim alış veriş merkezine, eve devam ettim.
Eve gelince motora bir daha baktım, sağ arka sinyal çalışmıyordu 🙂 Hayır, sola düştüm, sağ sinyal niye çalışmıyor, yeni de tamir etmişti Metin Usta onu. Başka da bir şey yok gibi. Yarın bir de gündüz gözüyle bakacağım ama ciddi bir şey yok gibi. Sonuçta oradan eve kadar gelebildim. Bu arada İstanbul Yolu’nda Batıkent sapağını da kaçırdığım için Şaşmaz kavşağına kadar falan devam ettim, oradan döndüm mecburen. Baya bir yol gittim yani kazadan sonra sorunsuz.
Eve gelince montta da bir iki hasar farkettim. Sol kolda ufak bir delik var, astarın çıtçıtları sürtmüş olabilir. Bir de cebi yırtılmış, o cepte tütün kabım vardı, o yırtmış herhalde. Tütünü de yeni almıştım, ona bir şey olmamış en azından 🙂
Şu an sol bacağımın yukarılarında hafif bir kızarıklık var, çok küçük de bir morarma görünüyor, o kadar. Ne diyeyim, en kötü kazam böyle olsun
O da değil de, nazar değdi herhalde. Tam adam etmişti motoru Metin Usta, sonraki ilk binişimde kaza yaptım. Ya da motor sevdi Metin Usta’yı, yeniden göresi var 🙂 Zaten Metin Usta’dan geldikten sonra da hız göstergesi çalışmıyordu, bugün evden çıkınca direk gimat’a gidip onu yaptırmıştım. Kısmet işte .
Neyse, şunlar da hasarlar
Yırtılan yağmurluk ve kirlenen pantolon: (bu arada yağmurluğu da yeni almıştım, daha 4-5 kere anca giymiştim )
Mont cebindeki yırtık: