Servisi kaçıracağım geç yatmamdan belliydi de fırını açık unutmasam “tam süper olacaktı”…
Şimdi Eryaman’dan Ulus’a, Ulus’tan Bentderesi’ne, oradan da Akyurt’a tuhaf ötesi bir yolculuk bekliyor beni. Kendim ettim, kendim buldum da bulmasam daha iyi değil miydi be gömlük
Yatmadan önce fırının kendine has kokusunu duymustum aslında da kaale almaıştım. Herhalde yeni kapattım ya, ondan kokuyordur diyordum. Hem dedim, zaman ayarlama şeyi var o kadar, ben istemesem de en fazla yarım saat sonra kapanır yani. Meğer bozukmuş o zaman ayarlama şeysi, 15 dakikada takılmış kalmış. Veya fırın bast-ı zaman yaşamış da bana bir gece gibi gelen süre ona bir kaç saniye gelmiş sadece. Ne olmuş bilmem ama sabah kalktığımda açıktı fırın. Oyy oy, nasıl elektrik yedi kim bilir. Allah’tan termostatı sağlammış, değilse yangınlardan yangın beğenirdim herhalde.
İşte böyle gömlük, buraya yazmaya devam ettiğim her saniye biraz daha geç kalıyorum işe aslında da bir kere geç kaldıktan sonra ha bir dakika geç kalmışım diyor insan, ha beş, ha on. Önceki cümlede “insan” derken kendimi kastettim. Evet, ben de insanım, benim de canım var…