Beni alan yaşadı, hatta muhtemelen öldü bile

Sevgili Gömlük, kahretsin ama çok yetenekliyim. Az önce, az önce dediğim iki saat kadar önce çay içiyordum yemek sonrasında. “Ah” dedim, “çay da ıslak ıslak gitmiyor böyle tek başına, yanında bir şeyler olsaydı keşke”. Fi tarihinden kalma kurabiyeler vardi dolapta, baktım onlar yenmeyecek gibi, oturdum, kendi kurabiyemi kendim yaptım. Evet, biliyorum, süper bir insanım

Dolapta kurabiye kalmış olması bir tuhaf tabi de yenmeyince yenmiyor be Gömlük. Teee Silifke’den gelen birisi getirmişti. Sevinmiştim ben de kurabiyeyi görünce ki bayılırım her türlüsüne kurabiyenin. Bunu aldım, bir attım ağzıma, aboooo, labune dedim anneme anında. Meğer kadın çiçek yağı kullanmış hafif ve sağlıklı olsun diye. Roeh be dedim, hayır, ben adam gibi kurabiye yiyemeyeceksem sağlıklı olsam ne, olmasam ne, değil mi ama? İşte, bu kurabiyeler ondan kaldı dolapta. Atamadım da henüz, baya bir şey birikti aslında dolapta atılması gereken. Misal süt vardı bir, kokladım, böyle, peynir mi desem, yoğurt mu, kefir mi, tuhaf bir şey olmuş. Kendi ekosistemimi kurdum yani dolapta. Neyse, ne diyordum ben?

Hah işte, kurabiye. Evet, oturdum yaptım. Aslında şöyle az bir şey mi yapsam demiştim de baktım, fırın her halükarda yanacak, bari çok yapayım da şirkete götürürüm yarın dedim. Bir tepsi yaptım nihayetinde. Şimdi, bu kadar anlattım ya, tarifini vermezsem olmaz. Evet, olmaz, işte veriyorum tarifi:

Malzemeler:

  • Fırın: Fırın yoksa hiç bulaşmayın bu işe. Şimdi malzemeleri alır gelirsiniz, sonra vay efendim bize fırın lazım dememiştin, vay efendim biz bu malzemeleri ne yapacağız şimdi falan olmasın
  • Margarin: 1 paket margarin, 250 gr falan. Hüner kullanıyorum ben, hamur işleri için özel diyor. Başka marka denemedim hiç, sanmıyorum ki deneyeyim. Hani, belki tüm numara margarindedir
  • Pudra şekeri: Hem içine lazım, hem üstüne. Her seferinde bir kaç paket birden alırım pudra şekerini, ondan genelde dolapta 5-6 paket birden olur. Evet, tuhaf bir görüntü olabiliyor. Bir de şeker bitiyor bazen, toz şeker yani, lan diyor insan, atsam mı şu pudra şekerinden çaya. Sonra pudra kısmı caydırıyor insanı
  • Vanilin: 1 paket yeter ama tekli pakette satıldığını görmedim. Bunu da çok alıyordum bir ara. Eve gelirken canım kurabiye çekerdi mesela lakin emin olamazdım evdeki malzemelerden. Ondan 5’li vanilin paketlerinden alırdım. Netice olarak 15-20 paket vanilin birikirdi dolapta. Epeydir almamıştım mesela lakin daha yeni bitti bitecek halen
  • Kabartma tozu: Eveet, işte kurabiyemin sırrı burada 🙂 Kabartma tozu bazı un kurabiyesi tariflerinde yer almaz lakin ben kullanıyorum. Kabardığı zaman hem ağızda dağılma katsayısı artıyor, hem de daha hafifmiş gibi geliyor yiyenlere
  • Un: Eh yani, hamur işine meraklı herkesin evinde bulunmalı zaten

Acemilik işte, miktarları vermemişim, vermişim biraz da hepsinin değil. Neyse, miktarlar şöyle olacak:
Fırın: 1 adet
Margarin: 1 paket (250 gr)
Pudra şekeri: Hamur için 3 çorba kaşığı, ayrıca dışını kaplamak için de lazım bir miktar
Vanilin: 1 paket
Kabartma tozu: 1 paket (hepsini atmasanız da olur)
Un: 3 bardak
Yapılış şöyle: Fırın hariç bütün malzemeyi karıştırıp yoğurun. Yılmadan, bıkmadan yoğurun. Banu Alkan memesi kıvamına gelene kadar yoğurun. Margarinin bir iki saat açıkta bekletmiş olmanız işinizi kolaylaştıracaktır ama buzdolabından yeni çıkmış bir margarini bile kullanabilirsiniz gücünüz yeterse. Benim yetti şahsen lakin aklınızdan çıkarmayın ki ben süper bir insanım, kendinizle kıyaslamayın yani beni. Neyse efen’m, yoğururken hamur insanı bezdiren bir evreden geçiyor ona dikkat edin. Böyle, tuhaf bir hal alıyor, sanki asla kıvamını bulmayacakmış gibi, ama ondan sonra yoğurmaya devam edince kendini buluyor. İşte yoğurun yoğurun yoğurun, ben şahsen film falan izlerken yapıyorum, hani bir yandan filmi izliyor, bir yandan da ağır ağır kurabiyeyi yapıyorum. Yoğurma işlemi tamamlanınca gidin fırını 180 dereceye falan ayarlayın, ısınadursun, siz de kurabiyeleri tepsiye yerleştirmeye başlayın. Orası basit zaten, hamurdan parçalar koparıp istediğiniz şekli verip tepsiye koyacaksınız. Çok kalın yapmayın, sonra içi pişmez falan, bana bulursunuz suçu. Neyse efendim, işte, fırına verin tepsinizi, sonra bekleyin. Pişmesi çok uzun sürmez. 15 dakikada falan hazır oluyor herhalde. Siz dakika hesabı yapmayın, o fırından fırına değişiyor. Hele 30 40 YTL’lik fırınlardansa aman aman, sakın güvenmeyin tariflere. Benimki onlardan mesela, devamlı kontrol etmek gerekiyor o yuzden. Neyse, üstü pembeleşmeye başlayınca çıkarın fırından. Aslında maharet bembeyaz ve aynı zamanda da pişmişken çıkarabilmekte ama o 10 saniyelik falan bir süre herhalde, yakalaması zor yani. Neyse efen’m, pişen kurabiyeleri de güzelce pudra şekerine bulayın soğumadan (ehüe), sonra da afiyetle yeyin.

Geçen browni denedim bir de, onun da tarifini verecektim güzel olsaydı da olmadı. Aslında oldu, yiyenler beğendi yani numara yapmadılarsa ama fırının ve kek kalıbımın azizliğine uğradım biraz. Dur bakalım, bir ara bir daha denerim, o olursa onu da veririm artık. Olmazsa GomerciN usulü öğrenci işi kapalı pizza tarifim var zaten sırada 🙂

Haydi Gömlük, öptüm, baaay!!